Trabzon, tarihte onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış ve tarihi kalıntılar açısından oldukça zengin bir şehirdir. Sonuç olarak şehirde 983 kültür varlığı ve 25 arkeolojik sit alanı bulunuyor. Bu tarihi kalıntıların şüphesiz en dikkat çekeni Trabzon'un simgesi haline gelen Sümela Manastırı'dır. Maçka ilçesine bağlı Altındere köyü sınırları içinde yer alan bu muhteşem yapı sarp bir kaya üzerine inşa edilmiştir. Halk arasında Meryem Ana olarak da bilinen Sümela Tapınağı, 300 metre yükseklikte bulunuyor. Manastır Meryem Ana adına kurulmuştur. Birçok kişinin bildiği gibi Sümela kelimesi melas kelimesinden gelmektedir. Melas siyah demektir. İsmin nedeni olarak Meryem Ana'nın tasvirinin siyah veya Karadağlı olduğuna inanılmaktadır. Bu muhteşem yapıya konforlu bir şekilde ulaşım sağlamak ve ziyaret etmek için vip transfer hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.
Sümela Manastırı Oluşumu
Sümela Tapınağı hakkında birçok söylenti bulunmaktadır. En yaygın rivayet; Sümela manastırı, Bizans imparatoru I. Theodosius döneminde Atina'dan buraya gelen Barnabas ve Sophranios adlı iki rahip tarafından kurulmuş olmasıdır. 6. yüzyılda İmparator Justinianus burayı restore etmek istemiş ve manastır General Belisarios tarafından restore edilmiştir. Sümela Manastırı'nın bugünkü halini 13. yüzyılda aldığı rivayet edilmektedir. 1204 senesi içinde kurulan Trabzon Komnenos Beyliği zamanında hüküm süren III. Aleksios döneminde buranın önemi daha da artmıştır. Manastır, Aleksios'un oğulları ve diğer prensler döneminde de zenginleşmeye devam etti. Bir süre sonra Karadeniz'in doğu kıyısı Türkiye'nin egemenliğine girdi. Ancak Osmanlı Devleti manastırın haklarını korumuş ve çeşitli tavizler vererek dönemi geçirebilmiştir. 18. yüzyıla gelindiğinde bazı duvarlar fresklerle donatılmış ve birçok yer yenilenmiştir. 19. yüzyılda büyük binalar eklenmiştir. O zamandan beri bir ihtişam ve zenginlik dönemi yaşamış ve bugünkü ihtişamını almıştır. Yine bu dönemde birçok gezgin manastırı ziyaret etmiş ve yazılarında bundan bahsetmiştir. Tarihi ve ihtişamı ile ziyaretçilerini etkileyen Sümela Manastırı mutlaka ziyaret edilmelidir. Yapı, yüksek bir alanda bulunduğundan özel araç ile gitmek daha konforlu olmaktadır. Vip transferhizmetleri ile rahat bir şekilde burayı ziyaret edebilirsiniz.
Sümela Manastırı Oluşumu
Sümela Tapınağı'nın iç bölümleri arasında kütüphane, ayazma, öğrenci odaları, şapel, misafirhane için ayrılan bir bölüm, mutfak ve ana kaya kilisesi bulunmaktadır. Bu binalar geniş bir alanda yer almaktadır. Suyun yamaçtan geldiği yerde büyük bir su kemeri bulunmaktadır. Ancak günümüzde kemerin bir kısmı harap durumdadır. Manastıra dar ve uzun bir merdivenle çıkılmaktadır. Kapının yanında bir bekçi kulübesi var. Bu konumdan iç avluya inilebilir. Avluyu çevreleyen binaların odalarındaki şömineler, hücreler ve dolaplarda da Türk sanatının etkisi görülmektedir. Kaya kilisesinin ve bitişiğindeki şapelin dış ve iç duvarları fresklerle kaplıdır. İç kortta yine III. Aleksios döneminden kalma freskler var. Sümela Manastırı'ndaki fresklerde İncil'den sahneler yer almaktadır.
Manastır'ın sol tarafında, manastırın temelini oluşturan ve kiliseye dönüşen mağaranın önünde çeşitli manastır yapıları yer almaktadır. Kütüphane sağ taraftadır. Daha sağda, yamacın önünü kaplayan geniş balkonlar bulunuyor. Bu alan 1860 yılına kadar keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılıyordu. Avluyu çevreleyen yapılarda, odalarda bulunan dolaplar, hücreler ve şöminelerde de Türk sanatının etkisi görülmektedir. Manastırın ana birimini oluşturan kaya kilisesinin iç ve dış duvarları ile ona bitişik şapel fresklerle süslenmiştir. Şapeldeki freskler 18. yüzyılın başlarına ait olup, üç farklı dönemde üç kata bölünmüştür. Alt kattaki freskler mükemmel kalitede hala varlığını sürdürmektedir. Ziyaretçilerini tarihi ve oluşumu ile etkileyen Sümela Manastırı'na toplu taşıma ile ulaşım zor olabilmektedir. Vip transfer ile kolaylıkla buraya ulaşabilirsiniz.