Kız Kulesi büyüleyici görüntüsü, güzel manzarası ve kendisine ithaf edilen dokunaklı hikayeleri ile dikkat çeken İstanbul'un ikonik simge yapılarından birisidir Kız Kulesi, Anadolu yakasına doğru, İstanbul Boğaz'ın güneybatısında ufak bir adacık üzerinde yer almaktadır. Üsküdar’ın Salacak ilçesine yaklaşık olarak 200 metre uzaklıkta bulunmaktadır. Buraya sadece tekneler ile birkaç dakikada ulaşılabilir. Kız Kulesi İstanbul'a ulaşmanın en kolay yolu Kabataş'tan vapura veya Üsküdar yakınlarındaki Salacak'tan tekneye binmektir. Şehir dışından gelen veya kendi aracı olmayan ziyaretçiler içinse bu noktalara ulaşmanın en kolay yolu vip transfer hizmetinden yararlanmak olacaktır
Kız Kulesi'nin ne zaman inşa edildiği kesin olmamakla birlikte, bazı kaynaklarda kulenin mimari tarzının MÖ 340 civarında olduğu söylenmektedir. Kız Kulesi'nin önceki isimleri Damalis ve Leandros idi. Damalis, Atina kralı Kharis'in karısının adıdır. Damalis ölünce kıyıya defnedilmiş ve kuleye Damalis adı verilmiştir. Bizans döneminde "küçük kale" anlamına gelen "arcla" ismiyle bilinmekteydi.
Kız Kulesi Hakkındaki Efsaneler
Tarihi oldukça eski zamanlara dayanan Kız Kulesi hakkında birçok efsane anlatılmaktadır. Bunlardan en çok bilinen ve anlatılanı ise şu iki efsanedir.
Rivayete göre, Yunan tanrıça Afrodit kendisi için bir tapınak yaptırır ve gerçek aşkı bulmak isteyen herkes bu tapınağa gelir ve dua ederdi. Bu tapınağın tüm işlerinden rahibe Hero sorumluydu. Gerçek aşkı bulmak isteyen Hero da burada dua eder ve karşı kıyıda yaşayan Leandros adı ile tanınan genç adam, kule içerisinde yaşamakta olan Hero isimli bir rahibeye âşık olur. Hero, sevgilisini adaya götürmek için her gece bir ateş yakar. Fırtınalı bir gecede ateş sönünce Leandros yolunu kaybederek Boğaz'da boğulur. Uzun zaman sevgilisini bekleyen Hero ise Leandros gelmeyince üzüntüsünden intihar eder.
Başka bir hikâyeye göre bir falcı dönemin en güçlü kralına kızının 18 yaşına gelince yılan sokmasından öleceğini söyler Günlerce bunun yasını tutan kral sonunda kızının hayatını kurtaracak bir çözüm bulur. Kral onu korumak için denizde güvenli bir şekilde yaşayabileceği bir kale inşa ettirir ve bu kaleye sadece bir hizmetçi günlük olarak gidip prensesin ihtiyaçlarını ve yiyecek götürür. Başka hiç kimsenin buraya gitmesine izin yoktur. Bir gün hizmetçi sepetleri kayığa yüklerken meyve sepetinin içerisine giren ve saklanan yılanı fark etmez. Meyve sepetinde saklanarak adaya gelen yılan falcının dediği gibi prensesi sokarak orada öldürür. Kızını korumak için onu denizin ortasında tek başına bir kaleye koyan kral yine de kızını koruyamamıştır. Bu tarihi efsanelere bizzat tanık olmak ve rahat bir şekilde ulaşım sağlamak için araç kiralama hizmetinden faydalanabilirsiniz.
Tarih İçerisinde Kız Kulesi’nin Kullanımı
İstanbul'un Osmanlı Türkleri tarafından fethinden sonra kule yıkılmış ve yerine ahşap bir kule yapılmıştır. Ahşap kule 1719 yılında çıkan bir yangında yıkılmış ve kentin baş mimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yeniden taştan inşa edilmiştir. Kulenin koni kaplı kısmı kaldırılmış ve yerine camla donatılmış bir köşk konmuştur. Köşke daha sonra kurşun kaplı bir kubbe eklenmiştir. Ünlü hattat Rakım Efendi, mermer üzerine Sultan II. Mahmut imzalı bir kitabe ekleyerek kule kapısının üzerine yerleştirmiştir. 1857 yılında kuleye bir fener eklenmiş, 1920 yılında kulenin ışığı otomatik aydınlatma sistemine dönüştürülmüştür.
Kız Kulesi, zamanla tüccardan vergi toplama alanı, savunma kulesi, deniz feneri gibi birçok farklı amaç için kullanılmıştır. 1830 yılındaki kolera salgını yaşandığı yıllarda karantina hastanesi ve daha sonra radyo istasyonu olarak kullanılmıştır. Cumhuriyet Döneminde bir süre yine deniz feneri olarak kullanılmıştır. Kule, 1964 yılında Savunma Bakanlığı'na, 1982 yılında da Deniz İşletmeleri'ne devredilmiştir. Tadilattan geçen kule, özel bir şirkete ait kamuya açık restoran olarak hizmet vermektedir. Vip transfer şirketleri size bu muhteşem kuleyi gezme deneyiminizi en konforlu hale getirecektir.